Mevlit Kandili

Mevlit Kandili

Yüce Mevla yaratmış olduğu insanlık için kendilerini dünya ve ahiret mutluluğuna ulaştıracak peygamberler göndermiştir. İnsanlığın kurtuluşu için, tebliğ vazifesini sürdüren peygamberler kendilerine verilen bu görevi layıkıyla yerine getirmişler ve insanlığı en mutlu yola İslam’a davet etmişlerdir. Hz Adem ile başlayan Peygamberler silsilesi Hz. Muhammed Mustafa (s.a.s.)’in doğumuyla son bulmuştur. Gözümüzün nuru, Yüreğimizin aydınlığı Sevgili Peygamberimizin doğumu hicretten 53 yıl önce miladi 569 yılında 12 Rebi’ul-Evvel ayı pazartesi günü dünyaya teşrif emişlerdir.

Sevgili Peygamberimizin dünyaya teşrif etmelerinden önce tam bir karanlık vardı. Devir cehalet çağını yaşıyordu. İnsanlar birbirlerini öldürmekten dolayı şeref duyuyorlar, kız çocukları kendilerinden utanç duyulduğu için toprağa diri diri gömülüyor, kadınlara hak verilmek miras verilmek şöyle dursun kendileri mirasa konu oluyorlar, haksızlık, kibir, gasp, yağma almış başını gitmişti. İnsanlık yeni bir elçiye, yeni bir peygambere muhtaçtı.

Hz. Peygamber (s.a.s.)efendimizin dünyaya gelişlerinden önce müjdesi Tevrat’ta ve İncil’de verilmişti. Kuran’ı kerim bu hususu şöyle dile getirmektedir. “Hani, Meryem oğlu İsa, “Ey İsrailoğulları! Şüphesiz ben, Allah’ın size, benden önce gelen Tevrat’ı doğrulayıcı ve benden sonra gelecek, Ahmed adında bir peygamberi müjdeleyici (olarak gönderdiği) peygamberiyim” demişti. Fakat (İsa) onlara apaçık mucizeleri getirince, “Bu, apaçık bir sihirdir” dediler.” (Saff, 61/6) Araf suresi 157. ayette ise Sevgili Peygamberimizin haberi ve O’nun o eşsiz güzellikleri ve O’na uymanın insana sağlayacağı faydalar mealen şöyle ifade edilmektedir. “Onlar, yanlarındaki Tevrat’ta ve İncil’de yazılı buldukları Resûle, o ümmî peygambere uyan kimselerdir. O, onlara iyiliği emreder, onları kötülükten alıkoyar. Onlara iyi ve temiz şeyleri helal, kötü ve pis şeyleri haram kılar. Üzerlerindeki ağır yükleri ve zincirleri kaldırır. Ona iman edenler, ona saygı gösterenler, ona yardım edenler ve ona indirilen nura (Kur’an’a) uyanlar var ya, işte onlar kurtuluşa erenlerdir.” (Araf 7/157)

Her yıl Sevgili Peygamberimizin doğumu münasebetiyle kutlamış olduğumuz mevlit kandilini 19 Mart 2008 Çarşamba günü idrak edeceğiz. Bu günde Sevgili Peygamberimizin o eşsiz hayatını anlamaya O’nun o yüce ahlakına uymaya, bize bırakmış olduğu sünnetine tabi olmaya özen göstermeliyiz. Bu doğum gününde bizde günahlarımıza tövbe etmekle, yapmış olduğumuz hatalarımıza bir daha dönmemek üzere söz vermekle, Peygamberimizin ahlakı ile ahlaklanma ile manevi hayatımızı yeni bir doğumla müjdelemeliyiz. Bu günde bol bol tövbe etmeli, Kur’an-ı Kerim okumalı, Hz. Peygamber (s.a.s.) Efendimize salat-u selamlar getirmeli, küslükleri gidermeliyiz.

Mevlit Kandiliniz mübarek olsun. Yüce Rabbim Efendimizin şefaatine bizleri nail eylesin. Kıyamet gününde bizleri yanında haşretsin. Yazımızı Arif Nihat Asya’nın Natıyla bitiriyorum.

Günler, ne günlerdi, yâ Muhammed,
Çağlar ne çağlardı:
Daha dünyaya gelmeden
Mü’minlerin vardı…
Ve bir gün, ki gaflet
Çöller kadardı,
Halîme’nin kucağında
Abdullah’ın yetimi
Âmine’nin emaneti ağlardı.
Hatice’nin goncası,
Aişe’nin gülüydün.
Ümmetinin gözbebeği
Göklerin resûlüydün…

Konsun –yine- pervazlara güvercinler,
“Hû hû”lara karışsın âminler…
Mübarek akşamdır;
Gelin ey Fâtihalar, Yâsinler!

Ahmet ÜNAL

Vaiz

Tags

Yazdır   e-Posta

Diyanet İşleri Başkanlığı müktesebatına uyumlu cuma vaazlarımızı www.guncelvaaz.com internet sayfamızdan takip edebilirsiniz.

Ahmet ÜNAL

Başkanlık Vaizi