Kutlu Doğum Ana Teması: Din Samimiyettir (Vaaz)

Din Samimiyettir

Sevgili Peygamberimiz (s.a.s) bir hadislerinde şöyle buyuruyor.

“Kıyamet gününde aleyhinde ilk hükmedilen insanlar şunlardır: Birincisi şehit edilen kimsedir. O Allah’ın huzuruna getirilir. Allah kendisine olan nimetlerini anlatır. O’da bunları itiraf eder. Yüce Allah; “-Öyleyse bu nimetlerime karşın ne yaptın?” diye sorar.

Adam: “-Ya Rabbi! Senin uğrunda şehit oldum” der.

Allah şöyle buyurur: “-Yalan söyledin! Sen yalnızca cesur denilsin diye savaştın. Sana da (cesur) denildi.”

Onun hakkında emir verilir ve ateşe atılıncaya kadar yüzüstü sürüklenir.

İkincisi ilim öğrenen, başkalarına öğreten, ayrıca Kur’an-ı Kerim okuyan adamdır.

O Allah’ın huzuruna getirilir. Allah kendisine olan nimetlerini anlatır. O’da bunları itiraf eder. Yüce Allah; “-Öyleyse bu nimetlerime karşın ne yaptın?” diye sorar.

Adam: “-İlim tahsil ettim. İlmi başkalarına öğrettim ve senin uğrunda Kur’an okudum” der.

Allah şöyle buyurur: “-Yalan söyledin! Sen yalnızca alim denilmesi için ilim elde ettin, kari denilmesi için Kur’an okudun. Sana da bunlar denildi.”

Onun hakkında emir verilir ve ateşe atılıncaya kadar yüzüstü sürüklenir.

Üçüncüsü Cenab-ı Hakkın kendisine mal verdiği adamdır. O da getirilir. Allah kendisine olan nimetlerini anlatır. O’da bunları itiraf eder. Yüce Allah; “-Öyleyse bu nimetlerime karşın ne yaptın?” diye sorar.

Adam: “-Malımın tamamını yalnızca Senin yolunda harcadım” der.

Allah şöyle buyurur: “-Yalan söyledin! Sen yalnızca cömert denilmesi için malını infak ettin. Sana da bu denildi.”

Onun hakkında emir verilir ve ateşe atılıncaya kadar yüzüstü sürüklenir.  (Müslim, İmare 152)

Yapılan İşler Niyetlere Göre Şekil Kazanır

Kardeşlerim!

Hadis kitaplarında konunun önemine binaen en başa alınan, İmam Şafii tarafından fıkhın çoğunluğunun bu hadise dayandığını söylenen ve hepinizce malum olan bir hadisi sizlerle paylaşmak isterim.

إنَّما الأَعمالُ بالنِّيَّات ، وإِنَّمَا لِكُلِّ امرئٍ مَا نَوَى ، فمنْ كانَتْ هجْرَتُهُ إِلَى الله ورَسُولِهِ فهجرتُه إلى الله ورسُولِهِ ، ومنْ كاَنْت هجْرَتُه لدُنْيَا يُصيبُها ، أَو امرَأَةٍ يَنْكحُها فهْجْرَتُهُ إلى ما هَاجَر إليْهِ

“Yapılan işler niyetlere göre değerlenir. Herkes yaptığı işin karşılığını niyetine göre alır. Kimin niyeti Allah’a ve Resûlü’ne varmak, onlara hicret etmekse, eline geçecek sevap da Allah’a ve Resûlü’ne hicret sevabıdır. Kim de elde edeceği bir dünyalığa veya evleneceği bir kadına kavuşmak için yola çıkmışsa, onun hicreti de hicret ettiği şeye göre değerlenir.”  (Buhârî, Bed’ü’l–vahy 1)

Yapmış olduğumuz uğraşlarımızın karşılığını niyetlerimize göre elde edeceğiz. Kimi dünyasını ve ahiretini hüsran edecek, kimi her ikisini birden cennet edecek. Kimi riyakar davranışlarıyla kendini perişan edecek, kimi samimiyetle çalışıp kendini mesut edecek. Kimi Rabbini, kendisinin murakebe altında olduğunu unutup ikiyüzlülükle davranacak ve nihayetinde kaybedenlerden olacak, kimi Rabbinin kendisiyle beraber olduğunu, hatta şah damarından daha yakın olduğunu bilecek ve nihayetinde ihlasla kazananlardan olacak.

Şimdi bu noktada şu hadisi siz kardeşlerimle paylaşmak isterim.

عن تميم الداري أن النبي صلى الله عليه وسلم قال: الدين النصيحة. قلنا لمن؟ قال: لله ولكتابه ولرسوله ولأئمة المسلمين وعامتهم

Peygamberimiz, Efendimiz (s.a.s);

“Din, samimiyettir.” buyurmuştur.

Orada bulanan sahabeden bazıları;

-“Ya Resulallah! Din Kime karşı samimi olmaktır” diye sorunca,

Efendimiz (s.a.s) şöyle cevap verdi. “Allah’a Kitabına, Rasulüne, Müslümanların önderlerine ve bütün Müslümanlara karşı samimi olmaktır” (Müslim İman, 95)

 

Biz Samimi Olmakla Emrolunduk

Yüce Kitabımız Kur’an-ı Kerim’de Yaratanımız Allah (c.c.) şöyle buyuruyor.

وَمَا أُمِرُوا إِلاَّ لِيَعْبُدُوا اللَّهَ مُخْلِصِينَ لَهُ الدِّينَ حُنَفَاءَ وَيُقِيمُوا الصَّلاةَ وَيُؤْتُوا الزَّكَاةَ وَذَلِكَ دِينُ الْقَيِّمَةِ

“Halbuki onlara, ancak dini Allah’a has kılarak, hakka yönelen kimseler olarak O’na kulluk etmeleri, namazı kılmaları ve zekâtı vermeleri emredilmişti. İşte bu dosdoğru dindir.” (Beyyine, 98/5)

İhlâs ve Samimiyet, dinin özüdür. İhlâs ve samimiyet, gösterişi bir tarafa bırakıp kulluğu sadece Allah’a özgü kılmaktır.

Bazen insanlığın hayrı için koşuşturma içinde olan kardeşlerimizden “Allah razı olsun bile demediler” mazeretlerini duyabiliyoruz. Bir başka açıdan ihlas ve samimiyet, ifade etmek gerekirse, yapmış olduğumuz iyilikler için “Allah razı olsun deseler yeter” demeden sadece O’nun rızası için yapabilmektir.

İhlas, Yaratanına karşı samimiyettir. İhlas, dünyevi çıkarları bir tarafa bırakmaktır. İhlas, ne makam ne mevki, ne teşekkür, ne takdir beklemeden her türlü işinde yalnızca Yaratanına yönelmektir. En’am süresi 162. Ayette Peygamberimiz ve O’nun şahsında bizler için şöyle buyruluyor.

قُلْ إِنَّ صَلاَتِي وَنُسُكِي وَمَحْيَايَ وَمَمَاتِي لِلّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ

“Ey Muhammed! De ki; Şüphesiz benim namazım, ibadetlerim, yaşamım ve ölümüm Âlemlerin Rabbi olan Allah içindir.” (En’am, 6/162)

Ey Muhammed Ümmeti!

Geliniz! Bizde bu çağda tüm samimiyetimizle bu ayeti söyleyelim ve söylediklerimizi hayat tarzı haline getirelim. “Ey Âlemlerin Rabbi olan Allah’ımız! Namazımız, ibadetlerimiz, yaşantımız ve ölümümüz ancak ve ancak senin içindir”

İhlâs ve Samimiyetimiz Ruhun Bedene Verdiği Değer Gibidir

Ruh olmadan beden bir cesetten ibarettir. İhlâs ve samimiyetin eksik olduğu amellerde ancak bir ceset mertebesindedir. Çünkü İhlâs ve samimiyetimiz olmazsa namazlarımız makbul olan bir namaz olmaz, ihlâs ve samimiyetsiz hacca gitmekle hacı olamayız. İhlâssız bir kurbanda zaten sadece bir et mertebesindedir. İşte tam bu noktada şimdide Hac süresine kulak verelim.

لَن يَنَالَ اللَّهَ لُحُومُهَا وَلَا دِمَاؤُهَا وَلَكِن يَنَالُهُ التَّقْوَى مِنكُمْ كَذَلِكَ سَخَّرَهَا لَكُمْ لِتُكَبِّرُوا اللَّهَ عَلَى مَا هَدَاكُمْ وَبَشِّرِ الْمُحْسِنِينَ

“Onların etleri ve kanları asla Allah’a ulaşmaz. Fakat O’na sizin takvanız (Allah’a karşı gelmekten sakınmanız) ulaşır. Böylece onları sizin hizmetinize verdi ki, size doğru yolu gösterdiğinden dolayı Allah’ı büyük tanıyasınız. İyilik edenleri müjdele (Hac, 22/37)

Bir sadaka samimiyetten uzak gösterişle verilirse sadece paranın el değiştirmesi olur. Buda kişiye ne dünyevi nede uhrevi bir kazanç sağlar. İhlas ve samimiyetten yoksun olan yardımlarda bir başa kakma vardır. İnsanlardan teşekkür beklentisi vardır. İnanan kimse yardım yaptıktan sonra ötesine bakmaz. Başa kakmaz. Amellerini boşa çıkarmaz. Şimdide Bakara Süresi 264. Ayete kulak verelim.

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ لاَ تُبْطِلُواْ صَدَقَاتِكُم بِالْمَنِّ وَالأذَى كَالَّذِي يُنفِقُ مَالَهُ رِئَاء النَّاسِ وَلاَ يُؤْمِنُ بِاللّهِ وَالْيَوْمِ الآخِرِ فَمَثَلُهُ كَمَثَلِ صَفْوَانٍ عَلَيْهِ تُرَابٌ فَأَصَابَهُ وَابِلٌ فَتَرَكَهُ صَلْدًا لاَّ يَقْدِرُونَ عَلَى شَيْءٍ مِّمَّا كَسَبُواْ وَاللّهُ لاَ يَهْدِي الْقَوْمَ الْكَافِرِينَ

 “Ey iman edenler! Allah'a ve ahiret gününe inanmadığı halde malını gösteriş için harcayan kimse gibi, başa kakmak ve incitmek suretiyle, yaptığınız hayırlarınızı boşa çıkarmayın. Böylesinin durumu, üzerinde biraz toprak bulunan düz kayaya benzer ki, sağanak bir yağmur isabet etmiş de onu çıplak pürüzsüz kaya haline getirivermiştir. Bunlar kazandıklarından hiçbir şeye sahip olamazlar. Allah, kafirleri doğru yola iletmez. (Bakara, 2/264)

Gün birbirimize karşı İhlâs ve Samimiyetle davranışlarda bulunma günüdür.

Samimiyet, kardeşler arasında olması gereken en temel unsurdur.  Samimiyet, birlik ve beraberliğin en temel yoludur. Samimiyet, ümmet olabilmenin, toplum olabilmenin kaynağıdır. Dünyanın her neresinde olursa olsun, rengi, ırkı, milliyeti, cinsiyeti ne olursa olsun “Tüm Müslümanlar Kardeştir” ve kardeşler arasında samimiyet en temel davranış modelidir. İşte bugün Suriye, Bangledeş, Myanmar, Filistin, Mısır vb. tüm kardeşlerimizle samimiyetle dua etme, samimiyetle yardım etme vaktidir. Dünyada Müslümanların katledildiği, ciğerlerin yandığı bu çağda gün ayrışma vakti değil, gün kaynaşma vaktidir.

Şu hadisi bu günde yeniden hatırlatmak isterim.

مثَلُ الْمُؤْمِنِينَ فِي تَوَادِّهِمْ وتَرَاحُمِهِمْ وتَعاطُفِهِمْ ، مَثَلُ الْجَسَدِ إِذَا اشْتَكَى مِنْهُ عُضْوٌ تَداعَى لهُ سائِرُ الْجسدِ بالسهَرِ والْحُمَّى

“Müminler birbirlerini sevmekte, birbirlerine acımakta ve birbirlerini korumakta bir vücuda benzerler. Vücudun bir uzvu hasta olduğu zaman, diğer uzuvlar da bu sebeple uykusuzluğa ve ateşli hastalığa tutulurlar.” (Buhari, Edep 27)

Şu ayeti de bu Cuma gününde siz kardeşlerime hatırlatıyorum

 

إِنَّ اللَّهَ يُحِبُّ الَّذِينَ يُقَاتِلُونَ فِي سَبِيلِهِ صَفًّا كَأَنَّهُم بُنيَانٌ مَّرْصُوصٌ

 “Muhakkak ki Allah, Kendi yolunda, sanki birbirlerine kenetlenmiş bir bina gibi saf bağlayarak çarpışanları sever.” (Saff Suresi, 61/4)

Sözümüzü, Rabbimizin biz kullarına ne kadar merhametli, niyetin ne kadar değerli olduğunu gösteren ve Efendimiz (s.a.s)’den nakledilen Kutsi bir hadisle sonlandıracağız.

إِنَّ الله كتَبَ الْحسناتِ والسَّيِّئاتِ ثُمَّ بَيَّنَ ذلك : فمَنْ همَّ بِحَسَنةٍ فَلمْ يعْمَلْهَا كتبَهَا اللَّهُ عِنْدَهُ تَبَارَكَ وَتَعَالَى عِنْدَهُ حسنةً كامِلةً وَإِنْ همَّ بهَا فَعَمِلَهَا كَتَبَهَا اللَّهُ عَشْر حَسَنَاتٍ إِلَى سَبْعِمَائِةِ ضِعْفٍ إِلَى أَضْعَافٍ كثيرةٍ ، وَإِنْ هَمَّ بِسيِّئَةِ فَلَمْ يَعْمَلْهَا كَتَبَهَا اللَّهُ عِنْدَهُ حَسَنَةً كامِلَةً ، وَإِنْ هَمَّ بِها فعَمِلهَا كَتَبَهَا اللَّهُ سَيِّئَةً وَاحِدَةً

“Allah Teâlâ iyilik ve kötülükleri takdir edip yazdıktan sonra bunların iyi ve kötü oluşunu şöyle açıkladı:

Kim bir iyilik yapmak ister de yapamazsa, Cenâb–ı Hak bunu yapılmış mükemmel bir iyilik olarak kaydeder.

Şayet bir kimse iyilik yapmak ister sonra da onu yaparsa, Cenâb–ı Hak o iyiliği on mislinden başlayıp yedi yüz misliyle, hatta kat kat fazlasıyla yazar.

Kim bir kötülük yapmak ister de vazgeçerse, Cenâb–ı Hak bunu mükemmel bir iyilik olarak kaydeder.

Şayet insan bir kötülük yapmak ister sonra da onu yaparsa, Cenâb–ı Hak o fenalığı sadece bir günah olarak yazar.” (Buhari, Rikak 31)

Rabbim ihlas ve samimiyetten ayırmasın. Kendi rızasına uygun bir yaşam ve ölüm nasip eylesin. Rabbim Ümmet-i Muhammed’e yardım eylesin. Zalimlere fırsat vermesin. Kardeşlerimize rahmet eylesin. Birlik ve beraberlik içerisinde tüm Müslümanların kaynaşmasını, birbirlerinden ayrılmamasını nasip eylesin.

Cumanız mübarek olsun. Allah’a emanet olun.

www.guncelvaaz.com

Ahmet ÜNAL

Uzman Vaiz

Tags

Yazdır   e-Posta