Gençlik Nimeti

وَلَمَّا بَلَغَ أَشُدَّهُ آتَيْنَاهُ حُكْماً وَعِلْماً وَكَذَلِكَ نَجْزِي الْمُحْسِنِينَ

 

GENÇLİK NİMETİ

 

Değerli Müslümanlar,

Dünya hayatında her bireyin belirlenen bir yaşama süresi vardır. Bu sürecin, ergenlikten olgunluk dönemine kadar olan en değerli bölümünü gençlik yılları oluşturur.  Kabahatlerin suç sayılmadığı çocukluktan kurtulup ergenlik çağına ulaşıldığı, amel defterinin açıldığı, yazıcı meleklerce tüm eylem ve söylemlerin kayıt altına alınmaya başlandığı, delikanlılıkla olgunluk arasısındaki geçiş dönemidir. Hayatın kollarına yeni atılan gençler, tıpkı körpe bir fidana benzer. Gelişip olgunluk devresine erişinceye kadar devamlı bakım ve denetim atında tutulmaları gerekir. Henüz tecrübe ve becerilerin olgunlaşmadığı gençlik dönemi; hislerin ön plana çıktığı, hayallerin yeşerdiği, huysuzlukların başladığı, kendini ispatlamak için tavır ve davranışların bazen kontrolden çıkabildiği “delikanlılık çağıdır.”  (Camiu’s Sağır, 4928)

 

Aziz Müminler,

İnsan ömrünün en güçlü ve kuvvetli bölümünü oluşturan ergenlik yılları, aynı zamanda şefkat ve hoşgörüye en çok ihtiyaç duyulan dönemidir. Başta ebeveynler olmak üzere, belirli olgunluğa erişmiş her birey, gençlerimize özverili yaklaşmalıdır. Bir gün Hz. Peygambere, nefsanî duygularına sahip olamayan ve zina edeceğini itiraf eden bir genç gelir. Allah Resulü; genci anlayışla karşılar, dizinin dibine oturtur ve derdini dinler. O’na; annen, ablan, halan, teyzen var mı? v.b. gibi sorular sorar. Genç de, evet cevabını verir. Hz. Peygamber (sav.); bak yavrum; senin zina etmek istediğin kişilerin de; annesi, ablası, halası, teyzesi ve birçok yakınları var. Onlar da bu eylemi hoş karşılamayıp üzüleceklerdir. Sana yapılmasını istemediğin bir eylemin başkasına yapılmasını ister misin? v.b. öğütlerle gencin gönlünü fethetmiş ve iyi bir insan olmasına katkıda bulunmuştur.

Metin Kutusu: 03.02.2008

 Gençler arasında yaygın olarak kullanılan, “hızlı yaşa genç öl, cesedin yakışıklı olsun”, “atın ölümü arpadan olsun”, “gençliğini yaşayacaksın” gibi sözler, kural tanımazlıklarını meşrulaştırmaya yönelik olumsuz beyanlardır. Zira insana verilen ömür, geri dönüşümü olmayan bir fırsattır.  Peygamberimiz (sav.) “Kişi; ömrünü nerede tükettiğinden, malını nasıl kazanıp nereye harcadığından, gençliğini ne ile geçirdiğinden, bedenini ne ile meşgul ettiğinden sorgulanmadıkça Allah’ın huzurundan ayrılamaz” (Tirmizi, Kıyame, 1) buyurarak ümmetini uyarmıştır.

 Aziz Cemaat,

Muasır medeniyet düzeyinde yaşamayı amaçlayan her millet; gençlerini dini, milli, örf ve adetlerine bağlı, geçmişinden ders alan, geleceğine güvenle bakan, ahlaklı ve erdemli yetiştirmekle yükümlüdür. Manevi duyguları gelişen gençlik, içki, kumar, fuhuş, sigara, esrar, eroin gibi tüm kötülüklerden soyutlanarak enerjisini iyilik ve güzelliklerin gelişmesi için kullanacaktır. Gençliğini güzel değerlendiren Hz. Yusuf (a.s.), Kur’an-ı Kerimde; “Olgunluk çağına erişince, ona hikmet ve ilim verdik. İşte biz, iyi davrananları böyle mükâfatlandırırız.” (Yusuf, 12/22) ayetiyle övülmüş ve tüm gençlere örnek olarak gösterilmiştir.

 

            Aziz Müslümanlar,

Hutbemizi; nefsanî duygularına kapılarak ömrünü boşa geçiren, kötülüklere bulaşan, ödevlerini erteleyen ve pişmanlık duyan, çaresizlik içerisinde medet bekleyen insanların gönlünü rahatlatacak, onları hayata bağlayacak Yüce Rabbimizin; Zümer süresi 53. ayetindeki müjdesiyle bitirelim. “Ey nefislerinin aleyhine aşırı giden kullarım! Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin. Şüphesiz Allah, bütün günahları affeder. Çünkü o, çok bağışlayan ve merhamet edendir.

 

Ali İhsan ÇELEBİ

Vaiz – Pazaryeri

Tags

Yazdır   e-Posta

Diyanet İşleri Başkanlığı müktesebatına uyumlu cuma vaazlarımızı www.guncelvaaz.com internet sayfamızdan takip edebilirsiniz.

Ahmet ÜNAL

Başkanlık Vaizi