Cuma Günü ve Cuma Namazı

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا إِذَا نُودِي لِلصَّلَاةِ مِن يَوْمِ الْجُمُعَةِ فَاسْعَوْا إِلَى ذِكْرِ اللَّهِ وَذَرُوا الْبَيْعَ ذَلِكُمْ خَيْرٌ لَّكُمْ إِن كُنتُمْ تَعْلَمُونَ

Cuma Günü ve Cuma Namazı

Muhterem Müslümanlar

Yüce Rabbimizin biz kullarına emrettiği ibadetlerin hem kendi şahsımız, hem de toplum birlikteliği ve huzuru açısından birçok hikmetleri vardır. Cenab-ı Allah’ın sayısız hikmetlerle dolu günlerinden biri Cuma günü ve o günde yapmış olduğumuz ibadetlerinden Cuma namazıdır. Cuma toplamak bir araya getirmek anlamlarına gelmektedir. Dini literatürde ise Cuma, “İslam Dininde büyük değer verilen haftalık toplu ibadetin yapıldığı gün ve o gün ifa edilen ibadet” (T.D.V. İslam Ansiklopedisi, “Cuma” md. C.8, s.85) manasına gelmektedir.

Cuma gününün önemi Hz. Peygamber (s.a.v.)’in bir hadisinde şöyle ifade edilmektedir. "Güneşin doğduğu en hayırlı gün cumadır; Âdem o gün yaratılmış, o gün cennete girmiş ve o gün cennetten çıkmıştır. Kıyamet de cuma günü kopacaktır" (Müslim, “Cum‘a”, 18)

Kıymetli Müminler

Cuma günü müminlerin bayramıdır. Bu sebeple, Cuma günü bedenimizi ve elbiselerimizi temiz hale getirmek, dişlerimizi temizlemek, sakal ve bıyığımız düzeltmek, başkalarını rahatsız edecek kötü kokulu yiyeceklerden sakınmak, güzel koku sürünmek, çokça duada ve istiğfarda bulunmak Hz. Peygamberin sünnetidir.

Cuma namazı ise, müminler üzerine farzdır. Cuma namazı, camiye gidemeyecek meşru bir sebebin bulunması, hastalık, kişiyi güçsüz bırakmış yaşlılık, sağlığa zarar verecek şekilde sıcak veya soğuk, mal ve can güvenliliğinin olmaması, camiye gidemeyecek kadar özürlü olunması, sel gibi doğal afetler, yolculuk yapma ve esaret altında olunması durumları hariç bütün müminlerin yerine getirmesi gereken farz bir ibadettir. Cuma namazı ile ilgili olarak Sevgili Peygamberimiz, gerekli temizliği yaptıktan sonra camiye gidip hutbe dinleyen ve namazı kılan kimsenin daha önceki cuma ile bu cuma arasında işlediği günahların affedileceği müjdesini vermiş, kasıtlı olarak terk edilmesi halinde "Allah, önemsemediği için üç cumayı terkeden kimsenin kalbini mühürler" uyarısını bizlere bildirmiştir. (Ebû Dâvûd, “Salât”, 204)

Aziz Cemaat

Cuma, namaz kılmak için bir araya gelen müminlerin birbirleriyle tanışmaları ve kaynaşmaları için en müsait olan bir gündür. Ayrıca sosyal sorunların çözümlenerek birlik ve beraberliğin doruğa ulaştığı gün yine Cuma günüdür. Cuma namazından önce anlatılan vaazlarda ve Cuma vaktinde okunan hutbelerde müminlerin bilmesi gereken ibadet konularıyla beraber, birlikte yaşayan insanların uyması gereken kurallar, topulumun huzurunu ve mutluluğunu en üst seviyeye çıkaracak bilgilerde cemaate aktarılmaktadır. Sonuç olarak, Cuma günü, kıldığımız namazlarla gönlümüzün huzura erdiği, alınan bilgilerle aklımızın doğru bilgiye ulaştığı, birlikte aynı kıbleye yönelmek, omuz omuza aynı safta durmak suretiyle gönüllerimizin buluştuğu bir gündür.

Hutbeme konumuza başlarken okuduğum ayet-i kerimenin mealiyle bitiriyorum. “Ey iman edenler! Cuma günü namaz için çağrı yapıldığı zaman, hemen Allah’ın zikrine koşun ve alışverişi bırakın. Eğer bilirseniz bu, sizin için daha hayırlıdır. Namaz kılınınca artık yeryüzüne dağılın ve Allah’ın lütfundan nasibinizi arayın. Allah’ı çok zikredin ki kurtuluşa eresiniz.” (Cuma, 62/9-10)

Ahmet ÜNAL

Vaiz

Tags

Yazdır   e-Posta

Diyanet İşleri Başkanlığı müktesebatına uyumlu cuma vaazlarımızı www.guncelvaaz.com internet sayfamızdan takip edebilirsiniz.

Ahmet ÜNAL

Başkanlık Vaizi