Kazancımızı Kalıcı ve Bereketli Kılalım

وَإِذْ تَأَذَّنَ رَبُّكُمْ لَئِن شَكَرْتُمْ لأَزِيدَنَّكُمْ وَلَئِن كَفَرْتُمْ إِنَّ عَذَابِي لَشَدِيدٌ

            Muhterem Müslümanlar!

            Kişinin, geçimini helal yoldan temin etmesi hem insani, hem de dini bir vazifedir. Her müslümanın kendisinin ve geçindirmek durumunda olduğu kimselerin ihtiyacını temin etmek ve borçlarını ödemek için çalışması farzdır. Muhtaçlara yardımda bulunacak, kimsesizlerin ihtiyacını karşılayacak miktarda çalışma ise nafile ibadetten daha efdaldir. Çünkü bundan kendisi ile başkaları da fayda görecektir. Daha fazla bir servet edinmek için helal ve meşru dairede çalışmak mubah kılınmakla birlikte başkalarına karşı üstün ve varlıklı görünmek maksadıyla kibirlenmek için çalışmak helal dairede olsa bile haramdır.

Değerli Müminler!

İslam’da asil ve tabi kazanç yolu emek-tir.Emekle ve alın teri ile kazanılan helal kazancın değeri bir ayrı büyüktür. Hz. Peygamber (s.a.s) bir hadiste :“Hiç kimse elinin emeğin-den daha hayırlı bir şey yemiş değildir.” (1) buyurmuş, kendisine en temiz kazancın ne olduğu sorulduğunda da “Kişinin kendi elinin emeği, bir de dürüst ticaret kazancı” (2) cevabını vermiştir.

Aziz Cemaat!

            Helal kazanç için çalışmak, gayret etmek çok önemlidir. Bir o kadar da önemli olan helal kazancımızı bereketli kılmaktır. Kazancımızı bereketli kılmanın birinci şartı: Dürüst çalışmak, çalışma hayatında doğru olmaktır. Bir Müslüman yaptığı her işte ve sergilediği bütün davranışlarında doğruluktan, dürüstlükten ayrılmamalı, işini sağlam ve doğru yapmalı, hile ve haksızlıktan uzak durmalıdır. Hadisi şerifte “Allah, sizden birinizin yaptığı işi, ameli ve görevi sağlam ve iyi yapmasından hoşnut olur”(3) buyrulur.

          Kazancımızı bereketlendiren sebepler-den bir diğeri de kazancımızın zekâtını, öşrünü vermektir. Allah yolunda infak etmek, sadaka vermek malımızın korunmasını ve bereketlenmesini sağlar. Bu konuda C. Hak buyurur ki: “Allah faizi mahveder(faiz karışan malın bereketini giderir) Sadakaları çoğaltır(içinden sadaka verilen malları bereketlendirir)”(4). Zekât ve öşür vermekle malda kısmi bir eksilme olsa da sadaka verilen servet artar, bereketlenir. Kazanç sahibi malının hayrını görür ve verdiği sayesinde amel defteri sevapla dolar.

Kazancımızı bereketlendirmenin yollarından bazıları da şunlardır: Haline razı, tutumlu ve iktisatlı olmak, lüks ve israftan uzak durmaktır. Tutumlu insan elindeki nimetin değerini bilir, idareli ve ekonomik kullanır. Böylece kısa yoldan berekete kavuşur. Çünkü “İktisat (tutumluluk)maişetin (rızkın -geçimin)  yarısıdır”.(5)

Kamu mallarını korumak, devleti çeşitli hilelerle aldatmamak, vergi kaçırmamak, devlet malını kendi menfaati için kullanmamak, işinde ve idaresinde adaletli olmak, doğmamış yetimin hakkını düşünmek gibi konulara dikkat etmek de elimizdeki rızkın bereketlenmesine sebep olacaktır.

Aziz Mü’minler!

Sonuç olarak diyebiliriz ki; Rızkı vereni ve karşılığında ne istediğini bilmek, O’nun isteklerini yerine getirmek rızkı verene şükretmek gerekir. Rızkın korunması ve bereketlenmesi nimetlere şükürle de olur. Hutbemin başında okuduğum ayetin mealiyle hutbeme son veriyorum. Yüce Rabbimiz buyuruyor ki: “Andolsun, eğer şükrederseniz elbette size nimetimi artırırım. Eğer nankörlük ederseniz hiç şüphesiz azabım çok şiddetlidir.”(6)

 

 

                                                 İbrahim ERGÜL

    Yeşilyurt Cami Müezzin-Kayyımı 

Şefaatli/YOZGAT

(1) Buhari, “Buyu” 15

(2) Müsned, 4/141

(3) Taberani,el-mu’cemül-evsat,1/275

(4) Bakara,276

(5) Müsned 33 ithaf,7/61

(6) İbrahim suresi ayet,7

Tags

Yazdır   e-Posta

Diyanet İşleri Başkanlığı müktesebatına uyumlu cuma vaazlarımızı www.guncelvaaz.com internet sayfamızdan takip edebilirsiniz.

Ahmet ÜNAL

Başkanlık Vaizi