İbadetlerimizin Bize Kazandırdıkları

İbadetlerimizin Bize Kazandırdıkları

 

بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

قُلْ إِنَّ صَلاَتِي وَنُسُكِي وَمَحْيَايَ وَمَمَاتِي لِلّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ

 

Muhterem Müslümanlar

İbadet, kulun Yaratanına karşı duymuş olduğu saygı ve sevginin bir sonucu olarak O’nun rızasına uygun davranışlar sergilemesidir. Bu yönüyle Allah’ın (c.c.) rızasına uygun tarzda geçirilen bir hayatın her anı ibadet sayılır.


Yüce Rabbimiz Kur’an-ı Kerim’de, “Ben insanları ve cinleri yalnız Bana ibadet etsinler diye yarattım.”[1] buyurarak, bizlere ibadet yapmamızı bir görev olarak bildirmiştir. Yaşantısıyla bizlere örnek olan Hz. Peygamberimizde en zor şartlarda dahi ibadetlerini bırakmamış ve ibadetler üzerinde titizlikle durmuştur. İbadetlerine önem veren ve gece ibadetinden dolayı ayakları şişen Peygamberimize, Hz. Aişe Validemiz “Ya Resulallah, senin bütün günahların affedildiği halde niçin bu kadar sıkıntıya düşüyorsun?” diye sorunca, Efendimiz, “Şükreden bir kul olmayayım mı”[2] cevabını vermiştir. Bu haliyle ibadet, yaratılanın Yaratanına karşı bir şükran borcudur.     

Kıymetli Müminler          

İnsanlar yaşamış oldukları bu hayatta çeşitli sıkıntılara maruz kalabilirler ve bu sıkıntıların bir sonucu olarak bunalıma düşebilirler. İbadetler sayesinde insanlar düşmüş oldukları bunalımdan kurtulma imkanı bulurlar.  Dünyada var oluşa bir teşekkür mahiyetinde olan ibadet vesilesiyle insanlar, hem dünya hem de ahiret için birçok kazançlar elde ederler. Bu husus Kur’an-ı Kerim’in bazı ayetlerinde şöyle ifade edilmektedir.

“(Ey Muhammed) Kitaptan sana vahyolunanı oku, namazı da dosdoğru kıl. Çünkü namaz, insanı hayasızlıktan ve kötülükten alıkoyar. Allah’ı anmak elbette en büyük ibadettir. Allah yaptıklarınızı bilir.”[3]

“Ey iman edenler! Oruç sizden öncekilere farz kılındığı gibi size de farz kılındı, umulur ki, Allah’a karşı gelmekten sakınırsınız.”[4]

“Onların mallarından onların kendisiyle arındıracağın ve temizleyeceğin bir sadaka (zekat) al ve onlara dua et…”[5]

Hz. Peygamberimiz (S.A.V)’de Hac ibadeti için şöyle buyurmuşlardır. “Kim kötü söz söylemeden ve bozgunculuk yapmadan haccı eda ederse anasından doğduğu ilk günkü gibi (günahsız) döner.”[6]

Aziz Müslümanlar

Vücudumuzun gerekli gıdalara ihtiyacı olduğu gibi ruhumuzun da gerekli gıdalara ihtiyacı vardır. Ruhumuzun gıdası da ibadetlerdir. İbadetler, imanın korunması, manevi kirlerin önlenmesi, ahlaki yüceliğe ulaşılması ve huzurlu bir hayat geçirilmesi için en etkili vasıtalardır. İbadetlerimizin makbuliyeti ise Yüce Rabbimizin rızasını gözetmekle mümkündür. Hutbemize bir ayetle son veriyorum. “Ey Muhammed! De ki; Şüphesiz benim namazım, ibadetlerim, yaşamım ve ölümüm Alemlerin Rabbi olan Allah içindir.”[7]

   Ahmet ÜNAL

       Vaiz



[1] Zariyat 51/56

[2] Buhari, Teheccüd, 6

[3] Ankebut,  29 /45

[4] Bakara, 2/183

[5] Tevbe ,  9/103

[6] Buhari, Hac,4, Müslim,Hac,438

[7] En’am,  6/162

Tags

Yazdır   e-Posta

Diyanet İşleri Başkanlığı müktesebatına uyumlu cuma vaazlarımızı www.guncelvaaz.com internet sayfamızdan takip edebilirsiniz.

Ahmet ÜNAL

Başkanlık Vaizi