Hesap Verme Bilinci (Vaaz)

Hesap Verme Bilinci

وَهُوَ مَعَكُمْ أَيْنَ مَا كُنتُمْ وَاللَّهُ بِمَا تَعْمَلُونَ بَصِيرٌ

“…Nerede olsanız, O sizinle beraberdir. Allah, bütün yaptıklarınızı hakkıyla görendir.” (Hadid, 57/4)

Yaratan yarattıklarını hakkıyla görmekte, hakkıyla onlardan haberdar olmaktadır. Bize düşen bu bilinçle hareket etmektir. Çünkü yaşam bulduğumuz bu dünya mutlaka nihayete erecek ve her verilen nimetin hesabı sorulacak.

ثُمَّ لَتُسْأَلُنَّ يَوْمَئِذٍ عَنِ النَّعِيمِ

“Sonra o gün size verilen nimetlerden hesaba çekileceksiniz.” (Tekasür, 102/8 )

Hz. Zubeyr bu ayeti duyduğunda “Ey Allah’ın Resulü! (yiyip içtiğimiz) hurma ve su olan iki siyahtan ibaretken hangi nimetten hesaba çekileceğiz” sorusunu Efendimiz (s.a.s)’e yönelttiğinde Peygamberimiz (s.a.s.) şöyle buyurdu: “O mutlak olacak” (İbn Mace, Zühd 12)

Biz bu dünyada boşu boşuna yaratılmadık ki.

أَفَحَسِبْتُمْ أَنَّمَا خَلَقْنَاكُمْ عَبَثًا وَأَنَّكُمْ إِلَيْنَا لَا تُرْجَعُونَ

"Sizi sadece boş yere yarattığımızı ve sizin gerçekten huzurumuza geri getirilmeyeceğinizi mi sandınız" (Mü'minûn, 23/115)

Yaratılma gayemiz var.

Bizi yaratan bizden kendisi için bir rızık istememektedir. Çünkü her şey O’na muhtaçtır, O, kimseye muhtaç değil.

 مَا أُرِيدُ مِنْهُم مِّن رِّزْقٍ وَمَا أُرِيدُ أَن يُطْعِمُونِ

“Ben, onlardan bir rızık istemiyorum. Bana yedirmelerini de istemiyorum.”(Zariyat, 51/57)

Bizi Yaratan (bizim menfaatimize) bizden Kendisine ibadet yapmamızı istemekte ve bunun için yaratıldığımızı bildirmektedir.

وَمَا خَلَقْتُ الْجِنَّ وَالْإِنسَ إِلَّا لِيَعْبُدُونِ

“Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım.” (Zariyat, 51/56)

Hesap verme bilinciyle yaşamak, insanın aklını kullandığının emaresidir.

الْكَيِّسُ مَنْ دَانَ نَفْسَهُ وَعَمِلَ لِمَا بَعْدَ الْمَوْتِ وَالْعَاجِزُ مَن أَتْبَعَ نَفْسَهُ هَوَاهَا وَتَمَنَّى عَلَى اللَّهِ

“Akıllı kimse, kendisini hesaba çeken ve ölümden sonrası için hazırlayan kimsedir. Aciz kimse ise, nefsi isteklerine tabi olan ve Allah’tan olmadık şeyler isteyen kimsedir.” (Tirmizi, Kıyame 25)

 

Bu dünya hayatının ötekisi var. Şükürler olsun ki var. Suriye’de her gün yüzlerce insanı (kendi halkını!) katleden hesap vermeyecek olsaydı… Dünyanın birçok yerinde kendi menfaatleri için insanları birbirine düşüren, onları acımasızca köleleştiren, yetmedi mallarını ve canlarını yok edenler hesap vermeyecek olsaydı… Yaratanı hiç hesaba katmadan dünyayı kendi düşündükleri gibi dizayn etme çabası içinde olanlar hesap vermeyecek olsaydı… İnsanlarda bir hesap bilinci olmasaydı dünya yaşantısı kaosa dönerdi.

Ancak Mazlumlar bilmelidirler ki, Allah zalimin zulmünü elbette bitirecektir. Allah zalimi zulmüyle beraber yerin dibine geçirecektir. Ahiret bilinci işte tam bu noktada Müslüman’a güç verir.

وَلاَ تَحْسَبَنَّ اللّهَ غَافِلاً عَمَّا يَعْمَلُ الظَّالِمُونَ إِنَّمَا يُؤَخِّرُهُمْ لِيَوْمٍ تَشْخَصُ فِيهِ الأَبْصَارُ

“Sakın, Allah’ı zalimlerin yaptıklarından habersiz sanma! Allah, onları ancak gözlerin dehşetle bakakalacağı bir güne erteliyor.” (İbrahim, 14/42)

 

Ahiret bilincini elde etme noktasında dua etmekte çok önemlidir.

İbrahim (a.s.) dilinden Kur’an-ı Kerimde bize şu dua üslupları öğütleniyor.

رَبَّنَا اغْفِرْ لِي وَلِوَالِدَيَّ وَلِلْمُؤْمِنِينَ يَوْمَ يَقُومُ الْحِسَابُ

“Ey Rabbimiz! Hesap gününde, beni anamı, babamı ve bütün mü'minleri affeyle” (İbrahim, 14/41)

 “(Ey Rabbim) İnsanların dirilecekleri (ve huzuruna gelip hesap verecekleri) gün, beni utandırma. O gün ne mal fayda verir, ne evlât. Ancak Allah'a temiz bir kalp ile gelenler başka” (Şûara, 78-89.)

Gün bugündür. Çalışma yeri buradır. Ahiret ödeme ve ödeşme yeridir. Bu hayatı iyi geçirmek asıldır. Bu dünyadan imansız ayrıldıktan sonra Ahiret hayatında bize yardımcı olacak kimse yoktur.

يَا أَيُّهَا النَّاسُ اتَّقُوا رَبَّكُمْ وَاخْشَوْا يَوْمًا لَّا يَجْزِي وَالِدٌ عَن وَلَدِهِ وَلَا مَوْلُودٌ هُوَ جَازٍ عَن وَالِدِهِ شَيْئًا إِنَّ وَعْدَ اللَّهِ حَقٌّ فَلَا تَغُرَّنَّكُمُ الْحَيَاةُ الدُّنْيَا وَلَا يَغُرَّنَّكُم بِاللَّهِ الْغَرُورُ

“Ey insanlar, Rabbinize karşı gelmekten sakının. Ne babanın evlâdı, ne evlâdın babası namına bir şey ödeyemeyeceği günden (kıyamet gününden) çekinin. Bilin ki, Allah'ın verdiği söz gerçektir. sakın dünya hayatı sizi aldatmasın ve şeytan Allah'ın affına güvendirerek sizi yanıltmasın.” (Lokman, 31/33)