مَن قَتَلَ نَفْساً بِغَيْرِ نَفْسٍ أَوْ فَسَادٍ فِي الأَرْضِ فَكَأَنَّمَا قَتَلَ النَّاسَ جَمِيعاً وَمَنْ أَحْيَاهَا فَكَأَنَّمَا أَحْيَا النَّاسَ جَمِيعاً
İslam Şiddete Karşıdır
Muhterem Müslümanlar
İslamiyet, adından da anlaşılacağı üzere barış ve selamet dinidir. Bu dünyada emniyet ve güven içerisinde yaşamak, ahrette ise razı olunacak bir hayat geçirip cennette girmek İslamiyetle mümkündür. Çünkü Yüce Dinimizde sadece insana değil yaratılan bütün canlılara karşı şiddetin en küçüğünün dahi yeri yoktur. Nitekim Yüce Rabbimiz Kutsal Kitabımızda şöyle buyurmaktadır. “Kim, bir insanı, bir can karşılığı veya yeryüzünde bir bozgunculuk çıkarmak karşılığı olmaksızın öldürürse, o sanki bütün insanları öldürmüştür. Her kim de birini (hayatını kurtararak) yaşatırsa sanki bütün insanları yaşatmıştır.”[1]
Kıymetli Müminler
Öldürmeyi değil yaşatmayı, şiddeti değil şefkati esas alan İslam Dini isteklere meşru amaçlarla ulaşılmasını ister. Bu sebeple kendi inancını ve kanaatini benimsetmek için kimseye maddi-manevi baskı uygulanmasını hoş görmez. Müslüman insan haklarının her çeşidine, özellikle düşünce ve inanç hürriyetine saygı duymak zorundadır. Allah’ın kullarını zorlamadığı bir konuda bazı insanların böyle bir tavır takınması anlamsız ve tutarsızdır. Allah Resulü Sevgili Peygamberimiz de Müslüman’ı “Elinden ve dilinden kimsenin zarar görmediği kişi”[2] olarak tanımlamıştır.
Değerli Kardeşlerim
Cahiliye döneminde kendilerinden utandıkları için kızlarını diri diri toprağa gömerken üzülmeyen göçebe Arapların, Müslüman olduktan sonra karıncaya bile ayak basmaz hale gelmeleri şiddet değil şefkat dini olan İslamiyet sayesinde olmuştur. Bu sebeple bugün yapmış olduğu terörü, işlediği cinayetleri İslamiyet’e dayandırmak isteyenlerin, Yüce Dinimizi bilmedikleri ve anlamadıkları ortaya çıkmaktadır.
Aziz Cemaat
Nereden, kimden ve hangi amaçla gelirse gelsin, bütün insanlık için büyük bir tehlike olan şiddeti hep birlikte kınamalı, şiddetin meyvesinin yine şiddet olduğu gerçeğinden hareketle, aileden topluma tüm toplumlarda her şeyin karşılıklı anlayış ve barış çerçevesinde ele alındığı bir ortamın hazırlanmasına katkıda bulunmalıyız.
Hutbeme Yüce Rabbimizin ayetiyle bitiriyorum. Rabbinin yoluna hikmet ve güzel öğütle çağır ve onlarla en güzel şekilde mücadele et.”[3]
Osman KAYA
Şuhut Karlık Köyü Camii İ.H.