Nimetlere Şükretmek

وَإِذْ تَأَذَّنَ رَبُّكُمْ لَئِن شَكَرْتُمْ لأَزِيدَنَّكُمْ وَلَئِن كَفَرْتُمْ إِنَّ عَذَابِي لَشَدِيدٌ

Nimetlere Şükretmek

Muhterem Müslümanlar

Şükür, bizleri şerefli ve mükemmel bir varlık olarak yaratan, çeşitli kuvvet ve kabiliyetlerle donatan, varlık aleminin sayısız nimetlerini önümüze seren Rabbimize tazimde bulunmak ve nimetlerine karşı şükran borcumuzu yerine getirmektir. Yaratanımıza karşı yaptığımız şükrün sonucunda dünya mutluluğunu elde etmenin yanında Ahiret mutluluğu da söz konusudur. Nitekim hutbemize başlarken okuduğum ayet-i kerime’de Yüce Rabbimiz şöyle buyurmaktadır. “Andolsun, şükrederseniz elbette size olan nimetimi artırırım. Eğer nankörlük ederseniz, hiç şüphesiz azabım çok şiddetlidir.”[1]

Değerli Müminler

Biraz düşündüğümüz zaman anlamaktayız ki, Cenab-ı Allah’ın bize vermiş olduğu maddi ve manevi birçok nimeti var. Bütün nimetler ise, bir şükür ister. İşte bu nimetlere sadece dille şükür yeterli değildir. Bize verilen malın şükrünü zekat ve sadaka vermekle yerine getirebiliriz. Gözümüzün, kulağımızın, bedenimizin şükrü bize verilenleri Allah’ın istediği doğrultuda kullanmaktır. Öğrendiklerimizi başkalarına aktarmak ilmin şükrüdür. Yaşadığımız hayatın şükrü ise Yaratanımızın emirlerine ve yasaklarına uygun bir hayat sürmektir. Rahman süresinde Yüce Rabbimiz bilere verdiği nimetleri hatırlatıyor ve otuz bir yerde “O halde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz”[2] diyerek, biz kullarını nimetleri hususunda uyarmaktadır.

Aziz Cemaat

Bizlere verilen sayısız nimetlerin önemini onlardan mahrum kaldıktan sonra daha iyi anlıyoruz. Bir gözün, bir kulağın, bedenimizdeki herhangi bir organın, bu günlerde eksikliğini daha çok hissettiğimiz bir damla suyun, bir parça ekmeğin ve her bir nefesin şükrünü elbette yerine getirmeliyiz. Buna rağmen Allah’ın verdiği nimetlerin bedelini tam olarak ödemeye kimsenin gücü yetmez. Hal böyleyken şükretmemek ise nankörlüğün en büyüğü değil midir? Bize en küçük iyilik yapana teşekkür ediyorken, bizlere verilen bunca nimet için Allah’a şükürle mukabele etmek boynumuzun borcu değil midir?

Kıymetli Kardeşlerim

Şükrün ölçüsü kanaat etmek, bulunduğu hale rıza göstermektir. Şükürsüzlüğün mizanı hırstır, israftır, hürmetsizlik ve Allah’a isyandır. Bizi varlıklar içerisinde en şerefli yaratan, yaratılışımızı güzelleştiren, bize düşünebileceğimiz aklı, idrak edeceğimiz gönlü veren, nimetlerin en büyüklerinden olan iman ile şereflendiren ve biz Sevgili Peygamberimize ümmet yapan Rabbimize sonsuz kez şükrediyor, bize verilen bütün nimetlerin elimizden alınmaması için Yaratanımıza niyazda bulunuyorum.

Hutbeme bir ayet mealiyle son veriyorum. “Öyle ise, beni (ibadetle) zikredin ki, bende sizi (rahmetimle) yad edeyim. Bana şükredin ve nankörlük etmeyin.”[3]

Zeki ÖNDER

Şuhut Başören K. Kursu Öğreticisi


 

[1] İbrahim, 7

[2] Rahman,13

[3] Bakara,152

Tags

Yazdır   e-Posta

Diyanet İşleri Başkanlığı müktesebatına uyumlu cuma vaazlarımızı www.guncelvaaz.com internet sayfamızdan takip edebilirsiniz.

Ahmet ÜNAL

Başkanlık Vaizi