يَا أَيُّهَا الَّذِينَآمَنُواْ أَنفِقُواْ مِن طَيِّبَاتِ مَا كَسَبْتُمْ وَمِمَّا أَخْرَجْنَالَكُم مِّنَ الأَرْضِ …
وقال النبي صلى الله تعالي عليه و سلم : فِيمَا سَقَتِ انْهَارُ وَالْغَيْمُ الْعُشُورُ. وَفِيمَا سُقِىَ بِالسَّانِيَةِ نِصْفُ الْعُشْرِ
Öşür (Önemi ve Fıkhi İlkeleri)
Kıymetli Müminler
Yüce Rabbimiz, bizlere, sayamayacağımız kadar bol nimetler vermiştir. Verilen bu nimetlerden israf etmeden yararlanmak, ayrıca bu nimetleri ihtiyaç sahiplerine ulaştırmak, hem Dinimizin emri hem de insanlığımızın gereğidir. İhtiyaç sahiplerine ulaştırmamız gereken mali sorumluluklarımızdan biride öşürdür. Öşür; toprak mahsullerinden verilen zekâtın adıdır. Allah-u Teâlâ bir ayette şöyle buyurmaktadır. “Ey iman edenler! Kazandıklarınızın iyilerinden ve yerden sizin için çıkardıklarımızdan Allah yolunda harcayın. Kendinizin göz yummadan alıcısı olmayacağınız bayağı şeyleri vermeye kalkışmayın ve bilin ki Allah, her bakımdan zengindir, övülmeye layıktır.”(1)
Değerli Müslümanlar
Sevgili Peygamberimiz (s.a.s.), bir hadislerinde şöyle buyurmaktadır. “Yağmur ve nehir sularıyla sulanan toprak mahsullerinde öşür yani onda bir, el emeği ile sulananlarda yarım öşür yani yirmide bir vardır.”(2) Hadiste de belirtildiği gibi, mahsulün zekâtının verilmesinde toprağın işlenmesi ve su kullanımı esas alınmaktadır.
Buna göre toprak, emek sarf edilmeden yağmur, nehir, dere, ırmak ve bunların kanallarıyla sulanıyorsa, çıkan mahsulün 1/10 (onda biri); kova, dolap, motor, emekle veya ücretle alınan su ile sulanıyorsa 1/20 (yirmide biri) zekât olarak verilir. Günümüzde gübre, mazot, işçilik gibi masraflar da üretimin maliyetinde önemli bir yekûn oluşturmaktadır. Bu nedenle böyle masrafları yapanlarda ürünlerinden 1/20 (yirmide bir) oranında zekât vermelidir. Odun ve ottan başka topraktan elde edilen her türlü ürünün, nisâp miktarına (yaklaşık 650 kg.) ulaşması halinde zekâtının verilmesi gerekir. Toprak ürünlerinin zekâta tabi olabilmeleri için üzerinden bir yıl geçmesi şart değildir. Bu sebeple, toprak ürünlerinin zekâtı olan öşür, hububatta harman vaktinde, meyvelerde ise toplandıktan sonra verilmelidir.
Aziz Kardeşlerim
Kişilerin sadece kendilerini düşündükleri ve her türlü nimeti kendileri için kullandıkları, muhtaç olanların ihtiyaçlarını gideremediği toplumda huzurun, mutluluğun olması mümkün değildir. Bu sebeple hububatların hasat zamanı geldiğinde ve meyvelerimizi topladığımızda üzerimize bir hak olan öşrümüzü vermeyi ihmal etmeyelim.
Hutbemi Cenab-ı Hakkın şu ayetiyle sonlandırıyorum. “O, çardaklı, çardaksız olarak bahçeleri, ürünleri çeşit çeşit hurmalıkları ve ekinleri, zeytini ve narı (her biri) birbirine benzer ve (her biri) birbirinden farklı biçimde yaratandır. Bunlar meyve verince meyvelerinden yiyin. Hasat günü de hakkını (öşrünü) verin, fakat israf etmeyin. Çünkü O, israf edenleri sevmez.”(3)
Ahmet ÜNAL
Vaiz
1. Bakara, 2/267
2. Buhari, Zekât, 55
3. En’am, 8/141