Kadr-ü Kıymet Bilmek (Kadir Gecesi Vaazı)

Kadir Bilenler İçin Bin Aydan Daha Hayırlı Bir Gece: Kadir Gecesi

هَلْ جَزَاء الْإِحْسَانِ إِلَّا الْإِحْسَانُ

“İyiliğin karşılığı, yalnız iyiliktir.” (Rahman, 55/60)

Yaratanımız bizi çok sevmiştir. Çünkü bizi yaratmıştır. Yaratanımız bizi sevmişte, değer vermişte yaratmıştır. İlm-i ezelisinde bizi yaratacağının olması ne kadar değerli olduğumuzun göstergesidir. O (c.c.) yaratmasaydı biz olmayacaktık.

Yaratanımız bize çok lütufkârdır. Yaratmakla kalmayan Rabbimiz (c.c.) bize nimetlerin her türlüsünü bahşetmiştir.

Yaratanımız bize çok merhametlidir. Dünyamız ve ahiretimiz cennet olsun diye Peygamberler ve kitaplar göndermiştir. Bizi en doğru yola (Sırad-ı Müstakime) iletmiştir. Hatalarımızı affetmek için bize mühlet vermiştir. Günahlarımızdan dolayı hemen bizi cezalandırmamıştır.

Yaratanımız bize çok şefkatlidir. Affedilmemiz için bize vesileler vermiştir. Abdest almakla günahlarımız bedenimizden süzülmüş, Beş vakit namazı, Cuma namazını kılmakla günahlarımızı affetmiştir. Ramazan ayına kavuşmakla küçük günahlarımızı bağışlamıştır.

الصَّلَواتُ الخَمْسُ والجُمُعةُ إلى الجُمعةِ ، وَرَمَضَانُ إلى رمَضَانَ ، مُكَفِّرَاتٌ ما بيْنَهُنَّ إذا اجْتُنِبَتِ الكبَائِرُ

“Büyük günahlardan kaçınıldığı sürece, beş vakit namaz ile iki cuma ve iki ramazan, aralarında geçen günahlara keffaret olur.” (Müslim, Taharet 16)

Hatta ayağımız sürçmüşte, Rabbimiz bu durumdan dolayı bir günahımızı affetmiştir.

مَا يُصِيبُ الْمُسْلِمَ مِنْ نَصَبٍ وَلاَ وَصَبٍ وَلاَ هَمٍّ وَلاَ حَزَن وَلاَ أَذًى وَلاَ غمٍّ ، حتَّى الشَّوْكَةُ يُشَاكُها إِلاَّ كفَّر اللَّه بهَا مِنْ خطَايَا

“Yorgunluk, sürekli hastalık, tasa, keder, sıkıntı ve gamdan, ayağına batan dikene varıncaya kadar müslümanın başına gelen her şeyi, Allah, onun hatalarını bağışlamaya vesile kılar.” (Müslim, Birr 49)

Ya Rabbi! Bize karşı vermiş olduğun tüm iyilikler için sana ham ediyoruz.

وَإِذْ تَأَذَّنَ رَبُّكُمْ لَئِن شَكَرْتُمْ لأَزِيدَنَّكُمْ وَلَئِن كَفَرْتُمْ إِنَّ عَذَابِي لَشَدِيدٌ

“Hani Rabbiniz şöyle duyurmuştu: “Andolsun, eğer şükrederseniz elbette size nimetimi artırırım. Eğer nankörlük ederseniz, hiç şüphesiz azabım çok şiddetlidir.” (İbrahim, 14/7)

Ya Rabbi! Rahmetinin tecellisi olan Ramazana ulaştırdığın için ve bir ömre bedel hayırları elde edebileceğimiz bir geceye, Kadir Gecesine kavuşturduğun için sana sonsuz hamd-ü sena ediyoruz. Nimetlerini artırman için ve nankör olmamak için sana şükrediyoruz.

Yaratılmanın kadrini bilen elbette Rabbine yönelir. Kadr-ü kıymet bilenin kadr-ü kıymeti bilinir.

وَآتَاكُم مِّن كُلِّ مَا سَأَلْتُمُوهُ وَإِن تَعُدُّواْ نِعْمَتَ اللّهِ لاَ تُحْصُوهَا إِنَّ الإِنسَانَ لَظَلُومٌ كَفَّارٌ

“O, istediğiniz şeylerin hepsinden size verdi. Eğer Allah’ın nimetlerini saymaya kalkışsanız sayamazsınız. Şüphesiz insan çok zalimdir, çok nankördür.” (İbrahim, 14/34)

Rabbimiz her istediğimizden bizlere ikram etti. Şimdi sıra bizdedir. Yaratanımızı bilme, O’na (c.c.) yönelme, dinimizi hayat tarzı haline getirme vaktidir. Bu günler, bu geceler kadir vaktidir. Kadr-ü kıymet bilme vaktidir. 

Bu gece, Kadir Gecesinin niçin değerli olduğunu anlama vaktidir.

Kadir Gecesinin değeri bu gecede Kur’an-ı Kerim’in indirilmeye başlanmasıdır.

إِنَّا أَنزَلْنَاهُ فِي لَيْلَةِالْقَدْرِ  [1] وَمَا أَدْرَاكَ مَا لَيْلَةُ الْقَدْرِ  [2] لَيْلَةُ الْقَدْرِخَيْرٌ مِّنْ أَلْفِ شَهْرٍ  [3]تَنَزَّلُ الْمَلَائِكَةُ وَالرُّوحُ فِيهَابِإِذْنِ رَبِّهِم مِّن كُلِّ أَمْرٍ  [4] سَلَامٌ هِيَ حَتَّى مَطْلَعِ الْفَجْرِ  [5]

“Şüphesiz, biz onu (Kur’an’ı) Kadir gecesinde indirdik. Kadir gecesinin ne olduğunu sen ne bileceksin! Kadir gecesi bin aydan daha hayırlıdır. Melekler ve Ruh (Cebrail) o gecede, Rablerinin izniyle her türlü iş için iner de iner. O gece, tan yerinin ağarmasına kadar bir esenliktir.”(Kadir, 97/1-5)

 

Bu gece, Kadir gecesini değerli kılan Kur’an-ı Kerim’i aklımıza, gönlümüze ve hayatımıza indirme vaktidir.

Ramazan ayı on bir ayın sultanıdır. Kur’an bu ayda nazil olmaya başladığı için.

شَهْرُ رَمَضَانَ الَّذِيَ أُنزِلَ فِيهِ الْقُرْآنُ هُدًى لِّلنَّاسِ وَبَيِّنَاتٍ مِّنَ الْهُدَى وَالْفُرْقَانِ

“(O sayılı günler), insanlar için bir hidayet rehberi, doğru yolun ve hak ile batılı birbirinden ayırmanın apaçık delilleri olarak Kur’an’ın kendisinde indirildiği Ramazan ayıdır…” (Bakara, 2/185)

Kadir Gecesi bin aydan hayırlıdır. Kur’an bu gecede nazil olmaya başladığı için.

إِنَّا أَنزَلْنَاهُ فِي لَيْلَةِالْقَدْرِ 

“Şüphesiz, biz onu (Kur’an’ı) Kadir gecesinde indirdik…” (Kadir, 97/1)

Bir ayı onbir ayın sultanı yapan, bir geceyi bir ömürden bereketli kılan Kur’an-ı Kerimi eğer biz aklımıza, vicdanlarımıza indirirsek ve hayat tarzı haline getirirsek bizlerde en hayırlı insan olacağız. En hayırlı insan olmamız ise elbette bizim için. Dünya ve ahiret mutluluğumuz için.

Kur’an-ı Kerimden istifade edemeyenler için Sevgili Peygamberimiz (s.a.s) şöyle buyuruyor.

إنَّ الَّذي لَيس في جَوْفِهِ شَيْءٌ مِنَ القُرآنِ كالبيتِ الخَرِبِ

“Kalbinde Kur’an’dan bir miktar bulunmayan kimse harap ev gibidir.” (Tirmizî, Fazâilü’l-Kur’ân 18)

Bu gece Kur’an’la öğüt alma vaktidir.

كِتَابٌ أَنزَلْنَاهُ إِلَيْكَ مُبَارَكٌ لِّيَدَّبَّرُوا آيَاتِهِ وَلِيَتَذَكَّرَ أُوْلُواالْأَلْبَابِ

“Bu Kur’an çok mübarek bir kitaptır. Onu sana indirdik ki âyetlerini düşünsünler ve aklıselim sahipleri öğüt alsınlar.” (Sâd, 38/29)

Geçmişte meydana gelen hadiselerden ibretler alalım. İblisin şeytanlaşmasından ibret alalım. Kibrin sonunun felaket olduğunun, Allah’ın emirlerine karşı gelmenin, tövbe etmek yerine hatada ısrar etmenin ne kadar değersiz ve yanlış olduğunu iblisin şeytanlaşmasından bilelim. Bilelim ki; bizde şeytanın avenesi olmayalım. Bilelim ki; dünyamız ve ahiretimiz cehennem olmasın. Firavundan, nemruttan, karundan, Ebu cehil, Ebu leheb’ten ibret alalım. Makamına-mevkiine, malına-servetine aldananların hüsrana olduklarının farkında olalım.

Hz. Mevlana, geçmişten ibret almanın ve geçmişte yaşananların farkına varmanın ne kadar değerli olduğunu hepimizce malum olan bir hikâyeyle şöyle anlatır.

Aslan, kurt ve tilki arkadaş olmuş, avlanmaya çıkarlar. Akşama doğru bir yaban öküzü, bir dağ keçisi, bir de semiz tavşan yakalarlar. Avlar ormana getirilince aslan kurda dönüp: “Bunları, aramızda adaletle taksim et” diye emir verir.

Kurt: “Padişahım, yaban öküzü en büyük av olduğu için size layıktır. Keçi orta boyda, orta irilikte, o da benim olsun. Tilki de tavşanı alsın” der.

Aslan, kurdun taksimine şiddetle karşı çıkar ve “Sen kim oluyorsun da ben varken pay istiyorsun?” diye kükrer. Bir pençe ile kurdu yere yıkıp parçaladıktan sonra tilkiye döner ve ona, “Haydi, avlarımızı bir de sen taksim et!” der.
Tilki kalbinde bulunan korkuyla beraber, “Aman efendim, pay etmekte neymiş? Bu semiz öküz sizin kuşluk yemeğinizdir, keçiyi gün ortasında yer, akşama doğru da tavşanla kendinize ziyafet çekersiniz!” der. Aslan, tilkinin taksimini pek beğenir, yüzü gülmeye başlar ve “İşte taksim etmek dediğin böyle olur” diye mırıldanır.

Aslan bu taksimden çok hoşlanır ve tilkiye “Bu çeşit pay etmeyi sen kimden öğrendin” diye sorar. Tilki başını çevirip yerde yatan kurdu gösterir ve “Padişahım, yerde yatan kurttan” diye cevap verir.

Bu gece, günahlarımızı affettirme vaktidir.

Kadir Gecesini değerlendirmek günahların affedilmesine bir vesiledir.

مَنْ قام لَيْلَةَ القَدْرِ إِيماناً واحْتِسَاباً ، غُفِر لَهُ ما تقدَّم مِنْ ذنْبِهِ

“Faziletine inanarak ve karşılığını Allah'tan bekleyerek Kadir gecesini değerlendiren kişinin geçmiş günahları bağışlanır.” (Buhari, İman 25)

Haddi aşmış olabilir, günah deryasında boğulmaya yüz tutmuş olabiliriz. Rabbimizden bugün af dilenme vaktidir.

قُلْ يَا عِبَادِيَ الَّذِينَ أَسْرَفُوا عَلَى أَنفُسِهِمْ لَا تَقْنَطُوا مِن رَّحْمَةِ اللَّهِ إِنَّ اللَّهَ يَغْفِرُ الذُّنُوبَ جَمِيعًا إِنَّهُ هُوَ الْغَفُورُ الرَّحِيمُ

“De ki: “Ey kendilerinin aleyhine aşırı giden kullarım! Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin. Şüphesiz Allah, bütün günahları affeder. Çünkü O, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.” (Zümer, 39/53)

Yüce yaratan tövbe etmemizden dolayı memnun olmaktadır. Peygamberimiz, Sevdiğimiz, Resulullah (s.a.s) Efendimiz şöyle buyuruyor.

للَّهُ أَفْرحُ بتْوبةِ عَبْدِهِ مِنْ أَحَدِكُمْ سقطَ عَلَى بعِيرِهِ وقد أَضلَّهُ في أَرضٍ فَلاةٍ

“Kulunun tövbe etmesinden dolayı Allah Teâlâ’nın duyduğu memnuniyet, sizden birinin ıssız çölde kaybettiği devesini bulduğu zamanki sevincinden çok daha fazladır.” (Müslim, Tövbe 1)

Bu gece dua vaktidir.

Hz. Aişe (r.a) Annemiz, Peygamberimize (s.a.s.) “Ey Allah'ın Resulü! Kadir gecesinin hangi gece olduğunu bilecek olursam, o gece nasıl dua edeyim?” diye sorunca, Efendimiz (s.a.s) şöyle dua edilmesini istemiştir.

اللَّهُمَّ إِنَّكَ عَفُوٌّ تُحِبُّ العفْوَ فاعْفُ عنِّي

“Allahım! Sen çok affedicisin, affetmeyi seversin. Beni de affeyle!” (Tirmizi, Daavât 84)

Bu gece dualarımızı kendimiz, ailemiz, ana-babamız, nesillerimiz, Müslüman kardeşlerimiz ve tüm dünyanın selameti için. Bu gece dualarımız mazlumlar için. Bu gece dualarımız yüreğimizi burkan zulmün bayrama girmeden bitmesi için. Bu gece dualarımız dünyanın selameti için. Çünkü zulüm bitmediği müddetçe ne insanlar nede dünya selamet içindedir.

Bu gece birlik ve beraberliğimizi daim hale getirme vaktidir.

الْمُؤْمنُ للْمُؤْمِن كَالْبُنْيَانِ يَشدُّ بعْضُهُ بَعْضاً

“Mü’minin mü’mine karşı durumu, bir parçası diğer parçasını sımsıkı kenetleyip tutan binalar gibidir.” (Buhari, Salat 88)

مثَلُ الْمُؤْمِنِينَ فِي تَوَادِّهِمْ وتَرَاحُمِهِمْ وتَعاطُفِهِمْ ، مَثَلُ الْجَسَدِ إِذَا اشْتَكَى مِنْهُ عُضْوٌ تَداعَى لهُ سائِرُ الْجسدِ بالسهَرِ والْحُمَّى

“Mü’minler birbirlerini sevmekte, birbirlerine acımakta ve birbirlerini korumakta bir vücuda benzerler. Vücudun bir uzvu hasta olduğu zaman, diğer uzuvlar da bu sebeple uykusuzluğa ve ateşli hastalığa tutulurlar.”  (Buhârî, Edeb 27)

Dünyanın birçok yerinde zulme uğramış kardeşlerimiz var. Bu gece bir vücudun uzuvları olduğumuz bilinci ile yeniden beraber olma vaktidir. Benlikten kurtulup biz olma vaktidir. Artık renklere, ırklara, cinsiyete bakma vakti değildir. Artık mümin olmamızın bilinciyle yaşama vaktidir.

Bu gece artık Kur’an-ı Kerime hep beraber sarılma vaktidir.

وَاعْتَصِمُواْ بِحَبْلِ اللّهِ جَمِيعًا وَلاَ تَفَرَّقُواْ وَاذْكُرُواْ نِعْمَةَ اللّهِ عَلَيْكُمْ إِذْ كُنتُمْ أَعْدَاء فَأَلَّفَ بَيْنَ قُلُوبِكُمْ فَأَصْبَحْتُم بِنِعْمَتِهِ إِخْوَانًا وَكُنتُمْ عَلَىَ شَفَا حُفْرَةٍ مِّنَ النَّارِ فَأَنقَذَكُم مِّنْهَا كَذَلِكَ يُبَيِّنُ اللّهُ لَكُمْ آيَاتِهِ لَعَلَّكُمْ تَهْتَدُونَ

“Hep birlikte Allah’ın ipine (Kur’an’a) sımsıkı sarılın. Parçalanıp bölünmeyin. Allah’ın size olan nimetini hatırlayın. Hani sizler birbirinize düşmanlar idiniz de O, kalplerinizi birleştirmişti. İşte O’nun bu nimeti sayesinde kardeşler olmuştunuz. Yine siz, bir ateş çukurunun tam kenarında idiniz de O sizi oradan kurtarmıştı. İşte Allah size âyetlerini böyle apaçık bildiriyor ki doğru yola eresiniz.” (Al-i İmran, 3/103)

Ey Muhammed Ümmeti!

Cennet ve nimetler bizi beklemektedir. Yeter ki hak edelim. Yeter ki Kur’an’a sarılalım, Resulullah’a tabi olalım. Rabbim kadr-ü kıymet bilenlerden eyleyerek Ramazanı ve kadir gecesini ihya edenlerden eylesin. Rabbim kadir gecesinin hürmetine, kendimiz, ailemiz, neslimiz, vatanımız ve milletimiz, tüm Müslüman kardeşlerimiz için yaptığımız dualarımızı kabul eylesin. Dünyadaki tüm mazlumların sıkıntılarını dindirsin. Müslümanlar olarak birlik ve beraberlik içinde yaşam sürmeyi bizlere nasip eylesin.

Kadriniz mübarek olsun. Rabbime emanet olun.

www.guncelvaaz.com

Ahmet ÜNAL

Uzman Vaiz

Tags

Yazdır   e-Posta