Ramazan ayı arınma ayı. Günah kirinden arınıp, günah yükümüzü hafifletip, sevap hazinemizi çoğaltma ayı. Ramazan ayı fırsat ayı. Rabbimizin ve insanların rızasını kazanmada en büyük fırsatların elde edilebileceği bir ay. Ramazan ayı bereket ayı. Sofralarımızdaki yaşanan bereket bunun en güzel göstergesi değil mi? Bereket sadece maddi sofralarımızda mı? Manevi sofralarımızdaki bereket daha fazla değil mi? Ramazan ayı kendisinden istifade etmek isteyenlere her türlü güzellikleri barındıran bir ay. Yeter ki istifade etmek için gayret gösterelim. Yeter ki Rabbimizin rızasını gözetelim.
Ramazan ayını birçok güzelliklerle geçirmeye gayret göstereceğiz. Öncelikle, Kur’an ayı olan Ramazanı Kur’an-ı Kerim okuyarak, Yaratanımızın bizden istemiş olduğu şeylerin neler olduğunu anlamak için Kur’an-ı Kerim’i anlayarak, bunlarla beraber Yüce Rabbimizin emirlerini yerine getirip, yasaklarından kaçmak suretiyle Kur’an’i hükümleri hayatımıza aktararak Kur’an-ı Kerimle hemhal olacağız. Oruç ibadetimizi sadece Rabbimizin rızasını gözeterek tutacağız, sadece midemize değil, bütün organlarımıza oruç tutturmak suretiye oruçla hemhal olacağız. Namazlarımızı özenle kılmaya çalışacağız, bununla beraber namazlarımızı cemaatle kılmaya gayret göstereceğiz. Daha oruca başlamadan Ramazana teravihle girdiğimizin hikmetini anlamaya çalışıp, Sevgili Peygamberimizin sünnetiyle hemhal olacağız.
Ramazan ayında diğer zaman dilimlerinde yapmadığımız farklı ibadetlerimiz var. Bunlardan biride teravih namazı. Dün ilk olarak Ramazana teravihle merhaba ettik. Daha sahura kalkmadan kendimizi Ramazana teravihle hazırladık. Ramazan ayının Kur’an ayı olmasının yanı sıra ilk olarak teravihle kendisine merhaba dememiz, bu ayın namaz ayıda olduğunun büyük bir işaretidir.
Teravih namazı Sevgili Peygamberimizin sünneti. Nafile bir ibadet. Ancak öncelikle nafile ibadetlerin Yaratan katındaki değerini sizlerle paylaşmak isterim. Çünkü bir şeyin kıymeti onun en iyi şekilde idrak edilmesiyle elde edilecektir. Sevgili Peygamberimiz kutsi bir hadiste şöyle buyurmaktadır.
وعن أبي هريرة رضي اللَّه عنه قال : قال رسول اللَّه صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم : « إِنَّ اللَّه تعالى قال: مَنْ عادَى ليَ ولِيّاً ، فقدْ آذَنْتُهُ بِالحَرْبِ ، ومَا تَقَرَّبَ إِليَّ عَبْدِي بِشَيءٍ أَحَبَّ إِلَيَّ مِمَّا افْتَرَضْتُ عَلَيْهِ ، وَمَا يَزَالُ عَبْدِي يَتَقَرَّبُ إِلَيَّ بِالنَّوَافِلِ حَتَّى أُحِبَّهُ ، فَإذَا أَحْببْتُهُ ، كُنْتُ سَمْعَهُ الَّذِي يَسْمَعُ بِهِ ، وَبَصَرَهُ الَّذِي يُبْصِرُ بِهِ ، ويَدَهُ الَّتي يبْطِشُ بِهَا ، وَرجْلَهُ الَّتي يَمْشِي بِها وإنْ سَأَلَني أَعْطَيْتُهُ ، وَلَئِنْ اسْتَعَاذَنِي لأُعِيذَنَّهُ
Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, şöyle buyurdu:
“Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur:“Her kim bir dostuma düşmanlık ederse, ben ona karşı harb ilân ederim. Kulum, kendisine emrettiğim farzlardan, bence daha sevimli herhangi bir şeyle bana yakınlık sağlayamaz. Kulum bana (farzlara ilâveten işlediği) nâfile ibadetlerle durmadan yaklaşır; nihâyet ben onu severim. Kulumu sevince de (âdeta) ben onun işiten kulağı, gören gözü, tutan eli ve yürüyen ayağı olurum. Benden ne isterse, onu mutlaka veririm, bana sığınırsa, onu korurum.”(1)
Esasında namaz kılmak kişinin dünya hayatında kötülüklere sürüklenmesine engel olmaktadır. Kişinin kötülükler içerisinde olmaması, hep rası olunun şayleri yapması ise onu ahrette cennete götürecektir. Ramazan ayı günahlardan, hatalardan ayrılıp, sevaplara, doğrulara gitme ayıdır. İşte bu yolculukta bize en çok yardımcı olacak namazlarımızdır. Kur’an-ı Kerim’de namaz hakkında buyrulan şu ayeti yeniden hatırlayalım.
اتْلُ مَا أُوحِيَ إِلَيْكَ مِنَ الْكِتَابِ وَأَقِمِ الصَّلَاةَ إِنَّ الصَّلَاةَ تَنْهَى عَنِ الْفَحْشَاء وَالْمُنكَرِ وَلَذِكْرُ اللَّهِ أَكْبَرُ وَاللَّهُ يَعْلَمُ مَا تَصْنَعُونَ
(Resûlüm!) Sana vahyedilen Kitab'ı oku ve namazı kıl. Muhakkak ki, namaz, hayâsızlıktan ve kötülükten alıkoyar. Allah'ı anmak elbette (ibadetlerin) en büyüğüdür. Allah yaptıklarınızı bilir.(2)
Teravih namazı Sevgili Peygamberimiz tarafından Ramazan aylarında kılınmış olan sünnet namazdır. Hüküm bakımından sünneti-i müekkede olan Teravih namazı Allah’ın rızası gözetilerek kılındığı vakit geçmiş günahlara kefaret olmaktadır. Bu hususta Hz. Peygamber (s.a.s.) Efendimizden aktarılan bir hadisi sizlerle paylaşmak isterim. Efendimiz şöyle buyurmaktadır.
عن أبى هريرة رَضِىَ اللّهُ عَنْه قال: كَانَ رَسولُ اللّهِ يُرَغِّبُهُمْ في قِيَامِ رَمَضَانَ مِنْ غَيْرِ أنْ يَأمُرَهُمْ بِعَزِيمَةٍ فَيَقُولُ: مَنْ قَامَ رَمَضَانَ إيمَاناً وَاحْتِسَاباً غُفِرَ لَهُ مَا تَقَدَّمَ مِنْ ذَنْبِهِ،
Hz. Ebû Hüreyre (radıyallâhu anh)'nin anlattığına göre: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) onları, kesin bir emirde bulunmaksızın ramazan gecelerini ihyaya teşvik ederdi. (Bu maksatla) derdi ki: "Kim ramazan gecesini, sevabına inanarak ve bunu elde etmek niyetiyle namazla (teravih) ihya ederse geçmiş günahları affedilir.(3)
Teravih, Arapça tervîha kelimesinin çoğulu olup “rahatlatmak, dinlendirmek” gibi anlamlara gelir. Ramazan ayına mahsus olmak üzere yatsı namazından sonra kılınan sünnet namazın her dört rek‘atının sonundaki oturuş, tervîha olarak adlandırılmış, sonradan bu kelimenin çoğulu olan terâvih kelimesi ramazan gecelerinde kılınan nâfile namazın adı olmuştur.
Teravih, sünnet-i müekkededir. Kadın ve erkek için orucun değil ramazan ayının sünnetidir. Teheccüt namazı 12 rek‘atı geçmediği halde, teravih namazı yirmi rek‘attır. Yatsı namazı kılındıktan sonra ve vitirden önce kılınır. Teravihin cemaatle kılınması kifâî sünnettir. Teravih on selâm ile kılınır ve beş tervîha (dinlenme) yapılır. Yani her iki rek‘atta bir selâm verilip, her dört rek‘atta bir istirahat edilir. Beşinci tervîhadan sonra yine cemaatle vitir namazı kılınır.
Peygamberimiz ramazan gecelerini ihyaya daha fazla önem vermiş olmakla birlikte, rivayetlerden anlaşıldığına göre bu, o gecelerde Peygamberimizin daha çok sayıda nâfile namaz kıldığı anlamına değil, gecenin her zamankine göre daha büyük bir bölümünü ibadetle geçirdiği anlamına gelmektedir.
Teravih namazının 20 rek‘at olduğu çoğunluk tarafından kabul edilmekle ve Müslümanlar arasında yerleşik teamül de bu yöndedir.
Mescitlerde teravih namazı cemaatle kılındığı halde, bir özrü olmaksızın cemaati terk edip bu namazı evinde kılan kimse, günah işlemiş olmazsa da fazileti terk etmiş olur. Bu kimse evinde cemaatle kılsa, cemaat sevabını alırsa da, mescitteki cemaatin faziletine eremez. Çünkü mescitlerin fazileti fazladır.
Teravih namazını kılacak kimsenin, teravih namazına veya vaktin sünnetine veya gece ibadetine niyet etmesi ihtiyat bakımından daha uygundur. Kayıtsız olarak "namaza" veya "nafile namazına" niyet edilmesi de birçok fıkıh âlimlerine göre caizdir.
Teravih namazını, her iki rekâtta bir selam vererek on selam ile bitirmek daha faziletlidir. Dört rekâtta bir selam da verilebilir. Sekizde, onda veya yirmi rekâtta bir selam vererek bitirmek de caizdir. Fakat böyle kılmak mekruh sayılmaktadır.
Teravih vaktin sünnetidir; yoksa orucun sünneti değildir. Onun için hasta ve yolcu gibi oruç tutmak zorunda olmayanlar için de Teravih namazını kılmak sünnettir.(4)
Ramazan ayında beş vakit namazlarımızdan ayrı kılmış olduğumuz teravih namazımız ise bizleri camilerde buluşturan, birlik ve beraberliğimizi sağlamlaştıran, Rabbimizin rızasına nail olmamıza sebep olmaktadır. Bu ve daha birçok hikmetli sebeplerden dolayı Teravih Namazlarımıza iştirak edelim. Kendimizle beraber çocuklarımızı da getirelim. Ramazan ayındaki çok büyük manevi atmosferden onları istifade ettirelim. Çocuklarımızın yapmış oldukları bazı yaramazlıklara müsamahalı yaklaşalım. Sadece en arka safa atarak, geri plana atarak değil, her birinin elinden tutup yanımıza alarak safa gelmelerini sağlayalım. Çocuklarımız bizlerin geleceğidir. Gelecek nesillerin dinine bağlı bireyler yetişmesi için biraz müsamahalı olmakta ne zarar var. Ayrıca unutmayalım ki, günahı olmayan çocuklar, bizlerin dualarının makbul olmalarına birer vesiledir. Lütfen çocuklarımızı azarlayarak camiden kovmayalım. Çünkü bu camiler Allah’ın (c.c.) birer evleridir ve biz bu evlerde misafiriz. Misafir olduğumuz yerden ev sahibinin kabul ettiğini bizler nasıl kovabiliriz. Uyarmak, gönül incitmeden güzellikle doğru şeyleri telkin etmek başka, bulunduğu yerden kovmak başkadır. Bize düşen güzel öğütlerdir. Camiler herkesindir. Bu çocukta olabilir, hayatı boyunca günah işleyip sonradan camiye gelmek isteyen biride olabilir.
Çocuklarımızın namaza alışmalarındaki en kolay zaman dilimi Ramazan ayı ve bu ayda kılmış olduğumuz teravihlerdir. Çocuklarımızın namaza alışmaları için teravih namazlarımızı fırsat olarak bilelim. Şimdi onları azarlayıp, sonrada neden bu çocuklar namaz kılmıyor diyerek mazeret üretmeyelim. Nitekim, Peygamberimiz çocukların yedi yaşına geldikleri zaman namaz ibadetine alıştırmaları gerektiğini bizlere şöyle bildirmektedir. “Çocuklarınıza yedi yaşındayken namaz kılmalarını söyleyiniz. On yaşına bastıkları hâlde kılmazlarsa kendilerini cezalandırınız yataklarını da ayırınız.”(5) Kur’an-ı Kerim’de Yüce Rabbimiz şöyle buyurmaktadır.
وَأْمُرْ أَهْلَكَ بِالصَّلَاةِ وَاصْطَبِرْ عَلَيْهَا
“Ailene namazı emret ve kendin de ona devam et.”(6) İbadetler kulun Allah’a yakınlığın ifadesidir. Çocuklarımızı ibadetlere alıştırmamızın en kolay yolu ise onlara örnek olmakla mümkündür. Onların yanında namaz kılmalı, onların yanında Kur’an okumalı, oruç olduğumuzu onlara hissettirmeliyiz.
Ramazan ayı Kur’an ayı, oruç ayı, namaz ayı, yardımlaşma ayı, bereket ayı, mağfiret ayı. Ramazan ayı her türlü güzelliklere ulaşabileceğimiz bir ay. Bu aydan istifade teme yollarını arayalım. Teravih namazlarımızın bu ayın feyiz ve bereketinden istifade etmek isteyen bizlere bir fırsat olduğunu unutmayalım.
Yüce Rabbimiz ibadetlerimizi makbul eylesin. Geceniz mübarek olsun. Allah’a emanet olun.
Ahmet ÜNAL
Vaiz
1. Riyazü’s-Salihin, Hadis No: 387
2. Ankebut, 29/45
3. Buhari, Salatü’t-Teravih, 1
4.Fıkhi bilgiler için bkz, TDV İslam İlmihali, c.I, s.311, Büyük İslam İlmihali, Ömer Nasuhi Bilmen, S. 164
5. Riyazü’s-Salihin, Hadis No:303
6. Taha, 20/132